Uzun süredir devam eden yüksek faiz ve parasal sıkılaştırma politikaları özellikle emek yoğun sektörlerde krize yol açtı. Sanayide son bir yılda 157 bin kişi işini kaybetti. İstihdam kaybının üçte ikisi tekstil ve giyimden kaynaklandı. Deri imalatında ise kayıp yüzde 10,8’e ulaştı.
Uzun süredir parasal sıkılaştırma ve yüksek faiz baskısı altındaki sanayi sektöründe kan kaybı devam ediyor. Sanayinin yavaşlayan çarkından işçiler nasibini aldı. Son bir yılda 157 bin 192 kişi azaldı.
TÜİK'in mayıs verilerine göre ücretli çalışan sayısı yıllık yüzde 1,2 artarak 15,9 milyon oldu. Bu dönemde çalışan sayısı, sanayi sektöründe yüzde 3,1 azaldı. Geçen yılın aynı döneminde 5 milyon 73 bin kişinin çalıştığı sanayi sektöründe çalışan sayısı, 4 milyon 916 bin kişiye düştü.
İstihdamda yaşanan düşüş imalat sanayinin ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve alt sektörlerde olumsuzlukların giderek kalıcılaştığını ortaya koydu. İmalat sektöründe çalışan sayısı geçen yılın aynı ayına göre 154 bin kişi azaldı. Bu tablo, uygulanan para politikasının emek üzerindeki maliyetini bir kez daha ortaya koyarken özellikle emek yoğun üretim yapan sektörlerin kırılgan hale geldiğini gözler önüne serdi.
Özellikle tekstil ürünleri ve dayanıklı tüketim malı imalatında yaşanan daralma istihdamda daralmayı da beraberinde getirdi. Ülkenin en büyük sanayi kuruluşlarının işçi çıkarma kararı aldığı dayanıklı tüketim malı imalatında çalışan işçi sayısı son bir yılda 335 bin 659 kişiden 327 bin 134 kişiye geriledi.
TEKSTİL VE GİYİMDE KAYIP BÜYÜK
Ülkenin en köklü sektörlerinden olan ve uzun süredir maliyet artışı kaynaklı üretim krizi yaşanan tekstilde yaşanan istihdam kaybı da ciddi boyutlara ulaştı. 2024 Mayıs ayına göre tekstil ürünlerinin imalatında çalışanların sayısı yüzde 6,8, giyim ürünleri imalatında çalışanların sayısı ise yüzde 11,2 azaldı. Sanayinin bu iki alt sektöründe toplam istihdam 1 milyon 112 bin kişiden 1 milyon 8 bin kişiye geriledi. Bir yılda giyim ve tekstilde yaşanan istihdam kaybı 103 bin 749 kişiye ulaştı.
Başka bir ifadeyle son bir yılda sanayide yaşanan toplam 157 bin 192 kişilik istihdam kaybının yüzde 66’sı giyim ve tekstilden kaynaklandı.
Ayrıca deri ile ilgili ürünlerin imalatında yaşanan istihdam kaybı da dikkat çeken boyutlara ulaştı. 2024 Mayıs ayında 68 bin 336 kişinin çalıştığı sektörde ücretli çalışan sayısı Mayıs 2025 itibarıyla 60 bin 989’a geriledi. Bir yıllık istihdam kaybı yüzde 10,8’e ulaştı.
Haber: Havva Gümüşkaya/BirGün-17.07.2025 AKP'Lİ BELEDİYE BORCUNA KARŞILIK MALİYE'YE OKUL, CAMİ VERİYOR
AKP’li belediye başkanı İsmet Yıldırım yönetimindeki Ümraniye Belediyesi, vergi ve SGK borçlarına karşılık ilçedeki 4 Aile Sağlığı Merkezi (ASM), 1 cami ve 1 okulun 2 parsellik bahçesini Hazine’ye verme kararı aldı. Karar tepki çekti.
Ümraniye Belediye Meclisi’nin temmuz ayı toplantısında, belediye ve onun şirketi olan Ümraniye Belediyesi Personel AŞ’nin vergi ve SGK borçlarıyla ilgili teklifi görüşüldü. Teklifte, borçlara karşılık Necip Fazıl Mahallesi’ndeki Süleymaniye Camisi, İstiklal Mahallesi’ndeki Açelya 24 No’lu ASM, Tatlısu Mahallesi’ndeki Ümraniye 18 No’lu ASM, Altınşehir Mahallesi’ndeki Ümraniye 23 No’lu ASM, Esenşehir Mahallesi’ndeki Ümraniye 30 No’lu ASM binaları ile Altınşehir mahallesindeki 809 ve 812 parseldeki Hasan Özaydın ilkokulu bahçelerinin borçlara karşılık Maliye Hazinesi’ne devredilmesi kararı gündeme geldi. Tartışma yaratan karar oy çokluğu ile geçti.
Ümraniye Belediyesi Meclisi CHP Grup Sözcüsü İbrahim Can Kıran, belediyenin hem kendi hem de belediyenin personel iştirak şirketinin vergi ve SGK borcu için böyle bir karar aldığını belirterek ‘‘Vergi borcunun bedeli camiyle, okul bahçesiyle, sağlık ocağıyla ödenemez’’ dedi. Kıran, şöyle devam etti: ‘‘Belediyelerin görevi, halktan aldığı yetkiyi halk için, kamusal fayda doğrultusunda kullanmaktır. Ancak görüyoruz ki Ümraniye Belediyesi, plansız ve öngörüsüz bütçe yönetiminin faturasını halkın ortak kullanım alanlarını devrederek ödetmeye çalışmaktadır. Üstelik devredilen taşınmazlar sıradan parseller değil. Kaynakların plansızca tüketilip, günü kurtarma anlayışıyla bu kadar kıymetli kamusal alanların elden çıkarılması ne sosyal belediyecilikle ne de kamu yararı ilkesiyle bağdaşmaktadır.’’
Haber: Sibel Bahçetepe/BİRGÜN-17,07,2025
HİLAL KAPLAN TRT'DE ‘HUZUR’U BULDU
Tarafsız yayıncılık ilkesine aykırı hareket ettiği gerekçesiyle eleştirilen TRT’nin yapısı, Temmuz 2021’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile değiştirildi.
Yeni düzenleme ile TRT Yönetim Kurulu Başkanlığı ve TRT Genel Müdürlüğü’nün fonksiyonları ayrıldı. Yönetim Kurulu Başkanlığı, “Karar organı” olarak yetkili kılındı. Genel Müdürlüğe ise “İcra organız” görevi verildi.
Temmuz 2021’deki değişikliğin ardından TRT Yönetim Kurulu üye sayısı da artırıldı. Kurumun, yedi olan Yönetim Kurulu üye sayısı, dokuza çıkarıldı.
DENETİMDE YOK
Değişikliğin ardından iktidara yakınlığıyla bilinen Hilal Kaplan, 14 Temmuz 2021 tarihinde TRT Yönetim Kurulu’na girdi. Kaplan, TRT’nin kesin hesapları ve Sayıştay denetim raporlarının görüşüldüğü TBMM KİT Komisyonu toplantılarının hiçbirine katılmadı. 13 Temmuz 2025 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Kaplan, görevinden alındı.
HUZURU YERİNDE
BirGün'den Mustafa Bildircin haberinde; Hilal Kaplan’ın TRT Yönetim Kurulu görevi boyunca kurumdan aldığı huzur hakkını hesapladı.
TRT, 2021 yılında Yönetim Kurulu üyesi başına aylık ortalama 8 bin 934 TL ödeme yaptı. Kaplan, Temmuz-Ağustos 2021 döneminde görev yaptığı TRT'den ortalama 44 bin 674 TL huzur hakkı aldı. 2022 yılında ise TRT yöneticilerine aylık ortalama 13 bin 909 TL huzur hakkı sağlandı. Kaplan’ın da aralarında olduğu TRT yöneticilerinin yıllık huzur hakkı ise 166 bin 915 TL olarak hesaplandı.
TRT’nin Yönetim Kurulu Üyesi başına ödediği huzur hakkı, 2023 yılına ortalama 23 bin 487’ye yükseldi. Kaplan ve yönetim kurulu üyelerine 2023’ün tamamında ödenen huzur hakkı ise 281 bin 848 TL ile ifade edildi.
ASTRONOMİK ARTIŞ
2024 yılında TRT’nin yöneticilerine sağladığı aylık huzur hakkı ortalaması, astronomik artışla 41 bin TL’ye fırladı. Kaplan’ın payına düşen yıllık tutar ise 492 bin TL olarak kaydedildi. Kaplan’a yalnızca, “Huzur hakkı” adı altında ödenen para ortalama 985 bin 437 TL olarak hesaplandı.
Haber: SÖZCÜ
ŞİLE BELEDİYE BAŞKANVEKİLİ SEÇİMİ 21 TEMMUZ'DA YAPILACAK
Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı’nın İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılmasının ardından, Şile Belediye Meclisinin başkanvekilini seçmek üzere 21 Temmuz Pazartesi günü toplanacağı açıklandı.
İstanbul Valiliği tarafından yapılan açıklamada, Kabadayı’nın İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklandığı ve İçişleri Bakanlığının 14 Temmuz tarihli onayıyla görevden geçici olarak uzaklaştırıldığı belirtildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında; Şile ilçe Belediye Başkanı Özgür Kabadayı, İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 14.07.2025 tarihli ve 2025/824 sorgu sayılı kararıyla tutuklanmıştır. Adı geçen şahıs, İçişleri Bakanlık Makamının 14.07.2025 tarihli Olur'u ile görevden uzaklaştırılmıştır. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45. maddesi hükümleri gereğince; Şile ilçe Belediye Meclisinin Belediye Başkanı Vekilini seçmek üzere 21 Temmuz 2025 Pazartesi günü saat 10.00’da toplanması Valiliğimizce uygun görülmüştür.”
Belediye Kanunu’nun 45. maddesi, görevden uzaklaştırılan belediye başkanının yerine meclis üyeleri arasından bir başkan vekili seçilmesini öngörüyor.
Haber: EVRENSEL
Eski Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş havalimanında gözaltına alındı
Naylon faturalarla Yunus Emre Vakfı’nın kasasının boşaltıldığı iddialarına ilişkin başlatılan soruşturmaların ardından yurt dışına kaçan firari eski Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş, Esenboğa havalimanında gözaltına alındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Şeref Ateş’in oğlu Enes Ateş’in de bulunduğu 23 kişi hakkında “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” ve “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” suçlarından 2 ayrı dava açmıştı. Görevden alınmasından 3 gün önce Almanya’ya gittiği anlaşılan firari Şeref Ateş’in dosyası ise ayrılmıştı.
Ankara'da Yunus Emre Enstitüsü eski yöneticilerine yönelik başlatılan soruşturma kapsamında firari eski Yunus Emre Enstitüsü Eski Başkanı Şeref Ateş gözaltına alındı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
"Yunus Emre Vakfı bünyesinde yapılan usulsüz işlemler nedeniyle vakfın zarara uğratıldığı iddiaları yönünden Cumhuriyet Başsavcılığımızca 'Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma ve Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerini Aklama' suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan Yunus Emre Enstitüsünün Eski Başkanı Şeref Ateş, 16.07.2025 tarihinde Esenboğa Havalimanında yakalanmış ve gözaltına alınmıştı. Şüphelinin işlemleri Cumhuriyet Başsavcılığımızın koordinesinde Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde devam etmektedir. Soruşturma tüm yönleriyle titizlikle yürütülmekte olup gelişmelerden ayrıca bilgi verilecektir."
Ne olmuştu?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, naylon faturalarla Yunus Emre Vakfı’nın kasasının boşaltıldığı iddialarına ilişkin soruşturmada, aralarında firari eski vakıf başkanı Şeref Ateş’in oğlu Enes Ateş’in de bulunduğu 23 kişi hakkında “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” ve “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” suçlarından 2 ayrı dava açmıştı. Görevden alınmasından 3 gün önce Almanya’ya gittiği ortaya çıkan firari Şeref Ateş’in dosyası ise ayrılmıştı. Şüpheliler hakkında iki ayrı davadan toplam 14 yıla kadar hapis istenirken, vakfın mevcut zararının şu ana kadar 64 milyon lira olduğu belirlenmişti. İddianamelerde, vakfın satın alma süreçlerinin firari Şeref Ateş’in oluruyla başladığı, yüksek montanlı alımların enstitü başkanına (Ateş’e) tanınan harcama limitinin altında kalacak şekilde bölündüğü ve bu şekilde harcama yetkisinin usulsüz olarak Ateş tarafından tek başına kullanıldığı anlatılmıştı. Ateş’in oğlu Enes Ateş ile irtibatlı firmalar üzerinden kurgulanmış satın alma dosyaları oluşturulduğu kaydedilen iddianamede, Enes Ateş’in piyasada 25 bin liraya hazırlattığı videoyu, kendisiyle irtibatlı şirket üzerinden vakfa 2.4 milyon liraya satmaya çalıştığı aktarılmıştı.
Haber: T24