Müşküle'de Nâzım anılıyor

Nâzım Hikmet'in "bu göl İznik gölüdür/ durgundur /karanlıktır /Derindir /Bir Kuyu suyu gibi/ içindedir dağların" dediği İznik Gölü'nün kenarına Nazım Hikmet dikilen  Çınar'ın önündeyiz şimdi. ..."yoldaşlar ölürsem o günden önce/ yani öylece gibidir görünüyor/ Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni /ve uyarına gelirse tepemde/ Bir de Çınar olursa/ taş maş da istemem hani" der Nâzım. 1964 yılında Nâzım Hikmet'in vasiyetine uyularak Bursa İznik yolu Müşküle ayrımına yakın bir zeytinlikte ressam İbrahim Balaban, Mimar Emin Campolat ,  İsmail Başaran, Fevzi Kavuk, Emin Alper ve diğer Müşkülelilerle birlikte bir çınar dikilir. Bu Çınar sonraki yıllarda kesilir. İznik Gölü'nün kıyısında ise 16 Mart 1991 tarihinde Şerefe Yüksel, Engin Alp, Fehmi Enginalp,  Ömür Torun, Ensar Torun ve  Nedim Yılmaz tarafından buraya dikilir. Çınar'ın dikildiği güne Fevzi Kavuk,  Sadun Aren,  Sıdıka Su, Hikmet İşmen ve Doktor Çetin Erdolu da tanıklık ederler. Nazım Çınar'ı da denilen bu ağacın altında her yıl Haziran ayının ilk haftasında Usta şairlerimizi Nâzım'ı anma etkinlikleri düzenlenmek üzere buraya davet ederler; anma etkinliklerine çıvar köyler, İznik, Bursa ve diğer kentlerden de katılım sağlanmaktadır. 
Bu yıl dün başlayan etkinlikler bugün devam ediyor. 

       İznik'e bağlı Müşküle Mahallesi'nde “Nâzım Çınarı” olarak ünlenen çınarın altında, İznik Gölü'nün kıyısında bugün gerçekleştirilen Nâzım anmasına Milletvekilleri Hasan Öztürk ve Orhan Sarıbal, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, sinema sanatçıları Erkan Can ve Halil Ergün, başkanlığını Fehmi Enginalp'ın yaptığı Müşküle Kültür Çevre ve Düşünce Derneği üyeleri,  Müşküle Mahallesi Muhtarı Eren Erenoğlu'nun da aralarında bulunduğu çok sayıda Nâzımsever katıldı. 

      Etkinlikte ilk konuşmayı yapan CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş,  konukları selamladıktan sonra şöyle dedi: 

“Çok değerli Nzım dostları, dünyanın en önemli şairlerinden Nâzım Hikmet'i anmak sadece bir şair olarak değil bu ülkede aydınlığı, bu ülkede tam bağımsızlığı, bu ülkede onurlu bir yaşamı,  bu ülkede adaletsizliğe, hukuksuzluğa karşı bir duruşun simgesini de selamlamak anlamına geliyor. Bu ülkenin dağlarına, topraklarına, ovalarına, sularına sahip çıkan bir anlayışın bugün ne kadar da lazım olduğunu teslim etmenin adıdır Nâzım Hikmet. Ülkemiz o günlerde Nâzım'ın düşlediği Türkiye hayalini yıllar sonra ortaya koydu ,bugünlere dair düşüncelerin aslında o günden görülmesi gerektiğini anlatmasıydı Nâzım'ın şiirleri. Bugün geldiğimiz noktada bağlarımız, dağlarımız, sularımız talan edilmiş,  sermayeye peşkeş çekilmiş. O, tepki gösterdiği Amerika'nın ve yandaşlarının bizi  bugün ne noktaya getirdiğini çok net bir şekilde ortaya koyuyor ta o zaman yazdıklarıyla: Bugün adaletin olmadığı, insan haklarının olmadığı, demokrasinin olmadığı, Anayasa'ın uygulanamadığı, muhalefete yaşam hakkı tanınmadığı bir süreci yaşıyoruz.”

     Yeşiltaş, alkışlar arasında “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz” diyerek bitirdi konuşmasını.

       Etkinliğin daveti üzerine İstanbul'dan gelen Gazeteci, Yazar Alâettin Bahçekapılı Nâzımseverlerin arasında bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdikten ve etkinliğe emeği geçenlere teşekkür  ettikten sonra etkili bir konuşma yaptı. Bahçekapılı konuşmasında Nâzım'ın yaşamından kesitler sunarak onun hakkında hazırladığı Nâzım Sen Gittin Gideli kitaplarının öyküsüne getirdi sözü. (BAHÇEKAPILI'nın konuşma metnine, BRTHABER/YAZARLAR sayfasından ulaşabilirsiniz) 

Bahçekapılı alkışlarla bitirdiği  konuşmasından sonra etkinliği düzenleyen derneğe ve ilgililere “önümüzdeki yıl bu Nâzım Çınarı'nı ona yazılmış mektuplarla donatalım. 63. ölüm yıldönümünde 63 yazarın/Nâzımseverin mektubu ona bir vefa borcunu yerine getirmek olsun, Nâzım yurt dışına çıkarken Refik Erduran'a ‘ben hiçbir şey yapamadım, yurdumuz da, dünya da, insanlık da aynı acılar içinde’ demiştir. Bu acıları karşı mücadele etmek bizim sorumluluğumuzdur.” dedi.

      Etkinliğin dünkü ve bugünkü programına katılan sinema sanatçısı Halil Ergün, o etkili sesiyle Nâzım'ın oğluna yazdığı bir şiiri seslendirdikten sonra, Şair Şaban Akbaba sahneye çağrıldı. Akbaba, Nâzım Sen Gittin Gideli kitabında da yer alan Nâzım'ın Bursa'da hapis yattığı “O Bina” yı anlatan şiirini okudu ve sözlerini şöyle tamamladı: “Nâzım'ın yattığı hapishane yıkıldı, o günkü malzemeyle yeniden yapılmalı ve tarihsel, sanatsal bu miras korunmalıdır."

       Müşküle Kültür, Çevre ve Düşünce Derneği'nin düzenlediği, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin destek verdiği, Müşküle Mahallesi'ndeki Nâzım Çınarı'nın altında iki gün süren etkinlik, 

Bursa Büyükşehir Belediyesi Orkestrası eşliğinde Betül Bilgin ve Sebahattin Atik'in seyircileri coşturan performansından sonra konuk konuşmacılara ve sanatçılara plaket verilmesiyle sona erdi. 

Haber ve Görseller: BRT Yayın Grubu Genel Yönetmeni Alâettin Bahçekapılı