İSTANBUL/ATAŞEHİR- (BRTAJANS)- Ataşehir Belediye Meclisi, Ekim ayının ilk toplantısını Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel'in divan başkanlığında gerçekleştirdi. Adıgüzel ve ardından söz alan Meclis üyeleri yıllardır İsrail tarafından sürdürülen savaşta Filistinlilerin soykırıma uğratıldığını dile getirdiler. Konuşmacılar, insanlığa çağrıda bulunarak, Birleşmiş Milletler kararları doğrultusunda bu katliamlara son verdirilmesini, bağımsız, özgür Filistin devletinin tanınmasını istedi.
Ekim ayının ilk toplantısını bugün yapan Ataşehir Belediye Meclisi'ne Onursal Adıgüzel başkanlık yaptı. Adıgüzel açış konuşmasına “İnsanlığın gözleri önünde bir halk bombaların, açlığın, susuzluğun ve çaresizliğin ortasında yaşam mücadelesi veriyor; artık bu yaşananlar bir savaş değil açıkça bir soykırımdır” diyerek başladı.
Her gün hastanelerin vurulduğunu, okulların yerle bir edildiğini, bir lokma ekmek bir su damlası bulamayan insanların çığlıklarının gökyüzüne yükseldiğini dile getiren Adıgüzel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama Dünyada birçok ülke bu acıya hâlâ sessiz, bu sessizlik en az bombalar kadar yıkıcı ve kahredici. Biz bu sessizliğin bir parçası olmayacağız, bunu bir vicdan borcu olarak biliyoruz. Bir insani sorumluluk olarak düşünüyoruz; her zaman barıştan, adaletten, yaşamdan yanayız; her zaman zalimin karşısında, mazlumun yanındayız. Gazze'de hayatını kaybeden bütün Masum sivilleri, Çocukları, kadınları saygıyla anıyorum. Kalbimiz Dualarımız onların yanındadır, onlarla birliktedir .İnşallah bu karanlık günler en yakın zamanda sona erer, yeniden vicdanlar da merhametle buluşur. Toplantıdaki bütün arkadaşlarım adına tekrar Gazze'deki soykırımı, katliamı kınıyorum. Özgür Filistin diyorum."

Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel, Meclis yönetim divanının önüne konulan, iki yanında Filistin bayrakları olan ve ortasında “Nehirden Denize Özgür Filistin” yazan panonun, tüm siyasal partileri ve meclis üyelerinin duygularını yansıttığına inandığını belirterek, Ekim ayının önemli günleri hakkındaki düşüncelerini aktardı.
Adıgüzel'den sonra söz alan, Adalet ve Kalkınma Partili Meclis Üyesi Gülayşe Durak, uzun ve etkili konuşmasına “bugün burada 7 Ekim 2023’te, İsrail’in Filistin’e başlattığı zulme karşı Filistin halkının sesi olmak için söz almış bulunmaktayım” diyerek başladı ve şöyle sürdürdü:
"Dünya, İsrail’in vahşetine son iki yılda gözlerini açmış olsa da, Filistin halkı bu zulmü 70 yılı aşkın bir süredir yaşıyor.
Kendi öz yurtlarında mülteci konumuna düşen milyonlarca Filistinli sürgüne mecbur bırakıldı, hayatını kaybetti ve yaralandı.
Unutulmamalıdır ki; Gazze’de yaşananlar savaş değildir.
Bu soykırımdır. Bu sürgündür, tehcirdir, işgaldir, toplu kıyımdır.
Dünya tarihinde ilk defa canlı olarak, gözler önünde bir soykırım gerçekleşmektedir.
İsrail, her gün dünyanın gözü önünde, acımasızca Filistin halkını, gazetecileri, gönüllüleri ve Birleşmiş Milletler çalışanlarını dahi öldürmektedir. Sadece insanları değil; asırlık zeytin ağaçlarını, doğayı, hayvanları, suları, hastaneleri, camileri, kiliseleri ve tüm kutsalları yok etmektedir.
Şu an meclis toplantımız devam ederken dahi Filistin’de çocuklar öldürülmektedir.
Sığınmacı olarak gittikleri toprakları istila ederek terörist bir devlet kuran İsrail, Filistin Halkını açlığa, susuzluğa ve işkenceye mahkûm etmektedir.
Ama tarih, susanları unutmayacak
Türkiye, nasıl ki Suriye halkının yaşadığı zulme karşı sesini yükselttiyse, nasıl ki tüm dünyada mazlumların hakkını savunduysa, yine küresel bir aktör olarak aynı mücadeleyi kararlılıkla sürdürmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler kürsüsünden Filistin davasını “milli davamız” olarak tanımlamıştır. Birçok devletin çekimser kaldığı dönemde dahi Filistin’de yaşananların soykırım olduğunu ifade eden “ilk lider” olmuştur.
İsrail, “vadedilmiş topraklar” saplantısıyla üç semavi dinin kutsal beldesi, Kudüs’ü doğrudan hedef almaktadır.
Ancak Filistin meselesi yalnızca bölgesel değil, insanlığın geleceğini ilgilendiren bir meseledir. Bugün artık daha net görülmektedir ki İsrail’in hedefi sadece Gazze değildir. İsrail’in politikaları, tüm bölgenin güvenliğini ve istikrarını tehdit eden hesaplı yayılmacılık projesidir. Bu politika Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın güvenliğini tehdit etmektedir.
Geçtiğimiz hafta gerçekleşen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Gazze, en önemli gündem maddesi olmuştur. Dünyanın dört bir yanında ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Filistin’e destek sesleri yükselirken, Netanyahu denen katil, BM Güvenlik Konferansı’nda yalanlarını ve tehditlerini dinletecek kimseyi bulamamış, boş koltuklara konuşmak zorunda kalmıştır.
Dünyada Filistin’e desteğini ortaya koyan tüm halklara ve denizlere yelken açan tüm vicdanlı insanlara selamlarımızı yolluyoruz.
Unutmayalım zulmün karşısında tarafsız kalmak, zalimi cesaretlendirir."
Ataşehir Belediyesi'nin bugün yaptığı Ekim ayı ilk toplantısında gündem dışı söz alan Adalet ve Kalkınma Partili Üye Gülayşe Durak, konuşmasının Filistin katliamına ayırdığı bölümünü şu sözlerle bitirdi:
"Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir sistem kurulana kadar dünya 5’ten büyüktür demeye devam edeceğiz.
Filistin halkının adil, müreffeh ve barış dolu günlere biran önce kavuşması, yaralarının hızlıca sarılması, soykırım kadrosunun uluslararası hukuk önünde hesap vermesi temennisi ile sözlerime son veriyorum."
Ataşehir Belediye Meclisi'nin bugünkü toplantısında gündem dışı söz alarak etkili konuşma yapanlardan biri de Cumhuriyet Halk Partili Üye Tülay Uçar oldu. Uçar, “Yaşanan sorunun coğrafi sınırlarımızın ötesinde bir mesele değil, İnsanlık onurunun adaletle barışın sınandığı bir meseledir ” olduğunu dile getirerek başladığı konuşmasında şöyle dedi:
“Cumhuriyet Halk Partisi olarak Bizler kurulduğumuz günden bugüne sosyal Demokrasiyi yani halkın refahını, eşitliği, sosyal adaleti, özgürlükleri ve Demokrasiyi savunmayı temel aldık. Sadece ülkemiz için değil dünyadaki tüm Mazlum halklar için bu anlayış bize yol göstericidir. Çünkü biz biliyoruz ki bir yerde zulüm varsa, bir yerde çocuklar ölüyorsa, bir yerde insan hakları ayaklar altına alınıyorsa, orada gerçek bir barıştan söz etmek mümkün değildir. Bugün Filistin'de yaşanan tablo sivillerin en temel yaşam haklarının gasp edildiği, kadınların, çocukların, yaşlıların ölümle sınandığı acı bir gerçektir. Biz sosyal demokrasiye inananlar için bu tabloya Sessiz kalmak vicdani ve insani sorumluluklarımızla bağdaşmaz. Bu nedenle her zaman barıştan yana olmuş, savaşların ve işgallerin karşısında durmuşuz. Sorunların diyalogla, diplomasi yoluyla çözümler üretilmesi gerektiğini savunmuştur CHP.
Genel başkanımızın ve partimizin tüm kadrolarının defalarca vurguladığı gibi bölgede acil ve kalıcı bir barışının tesisi için Uluslararası Hukuk, insan hakları ve eşitlik ilkeleri temel alınmalıdır. Halkın iradesiyle görev yapan bir belediye meclisinin temsilcileri olarak bu insanlık sorununa karşı duyarsız kalamayız. Bu ses, sadece Ataşehir halkının değil tüm Türkiye'nin vicdanının sesidir. Bizler barışın, eşitliğin, özgürlüğün yanında, zulmün, işgalin, adaletsizliğin karşısında olmayı bir insanlık görevi biliyoruz. Bugün Filistin için söylediğimiz bu sözler, aslında insanlığın ortak değerlerini savunmanın bir gereğidir. Çünkü biz biliyoruz ki barış içinde bir dünya demokrasi içinde, eşitlik içinde bir toplumla mümkündür. Bunun için çalışıyoruz Bunun için mücadele ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi yalnızca Türkiye'de değil dünyada barışın, kardeşliğin ve adaletin sesi olmaya devam edecektir.”

Gündem dışı konuşmaların ardından gündemde olan 16 maddenin 3'ü oybirliğiyle kabul edilirken, 13'ü komisyonlara havale edildi. Ataşehir Belediye Meclisi'nin bu ayın ikinci toplantısını 8 Ekim Çarşamba, son toplantısını da 9 Ekim Perşembe günü saat 15.00'te yapması kararlaştırıldı.
Haber ve görseller: BRTAJANS adına Alâettin BAHÇEKAPILI
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.