FARUK GÜRTUNCA Biyografisi

Faruk Gürtunca kimdir?
Edirne'de doğan yazarın babası, Çanakkale'de şehit olan Abdülkadir Bey; annesi akıncılardan olan Bayraktar Sülalesi'nden Pembe Hanım'dır. Yazarın babasının ölümü olan 1915'i takip eden yıl içerisinde annesi de vefat etti. Gürtunca, zor şartlara rağmen Edirne İlköğretmen Okulu'nu bitirdikten sonra, 1931 yılına kadar Edirne'de öğretmenlik yaptı. 1931'de Galatasaray Lisesi'nde Türkçe öğretmeni oldu. İstanbul Üniversitesi'nin dişçilik bölümünde de okudu (Tekin 2010). 1933 yılında Ülkü Basımevi'ni ve 1934'te Ülkü Kitap Yurdu isimli yayınevini kurdu. 1947'den 1975'e dek, uzunca bir süre yayıncılık faaliyetlerinde bulundu (Yazar 1999). 1957-1960 döneminde Demokrat Parti'nin İstanbul Milletvekili oldu. 1960 darbesinin ardından bir müddet Yassıada'da tutuklu kaldı. 1975 yılında çok sevdiği ve bağımsızlığı için destanlar yazdığı Kıbrıs'ı ziyaret etti. 1982 yılında vefat eden şairin kabri, Zincirlikuyu Mezarlığı'ndadır (Arslan 2019).
Edebiyat dünyasında ilk kez Yeni Asır'da yayımlanan şiiri ile adına rastlanır. 1923 yılında İlk Menba isimli şiir kitabını yayımlar. Tercüman-ı Hakikat, Servet-i Fünun, Türk Yurdu, İçtihat, Anadolu, Süs, Hayat, Vakit ve Cumhuriyet gibi süreli yayınlarda imzası görünen yazar, devri içerisinde önemli olan Çocuk Sesi, Afacan, Çocuk Gözü, Gelincik gibi çocuk dergileriyle Genç Liseli, Okul ve Öğretmen, Her Ay, Her Hafta isimli yetişkin dergilerini ve Yıldırım Postası, Her Gün, Politika isimli gazeteleri çıkarır. İlk Menba, Anadoluculuk fikri etrafında gelişen köy şiirleri ile bireysel temaları, Millî Mücadele'yi ve Cumhuriyet'in kurucu kadrosunu işleyen şiirleri barındırır. Çocukların Şiir Kitabı, ilkokul ders müfredatlarına uygun olarak hazırlanan bir şiir kitabıdır. Çocuklara millî ve ahlaki eğitim vermek amacıyla hazırlanan pedagojik mahiyetteki eser, konulara uygun resimleriyle de dikkati çeker. Harf inkılabından sonra kaleme alınan Anadolu, şairin farklı süreli yayınlarda yayımlanan şiirlerini toplamasıyla oluşur. Münif Fehim'in çizimlerini içeren eser, memleket edebiyatı içerisinde değerlendirilmelidir. Romantik ve destansı söylemler barındıran eserde şairin "Kör" ve "Çardak Altı" isimli tiyatro metinlerine de yer verilir. Mussolini'nin Türkiye üzerindeki hedeflerini deklare eden konuşmasının ardından Gürtunca, Bu Arslana Dokunmayın isimli eserini yazar. İtalyan resmî söylemini hafife alan eser, döneminde büyük değer görür. On dörtlü hece ölçüsüyle kaleme alınan bir destan olan 30 Ağustos Zafer Arslanları, resimlerle süslenmiş, kronolojik bir eserdir. Geçmişteki büyük kahraman ve kahramanlıklarla, Atatürk ve Türk ordusu arasında bağ kuran şair, Türk ırkına ait yüceltmeler de yapar. Tarihe bütünlüklü açıyla yaklaşan nehir destanlardan Atatürk’e Ağıt, Millete Destan alt başlığıyla sunulur. Bu eserde şair, Kurtuluş Savaşı’nı müstakil ve sıralı şiirlerle anlatır. Tüm şiirlerin odak noktasını Atatürk ve komutanlığı oluşturur. Atatürk’ün ölümü ve bundan duyulan acı da destanın bir diğer konusudur. Kıbrıs Destanı, ordu millet bağına atıf yapan, üslubu keskin bir eserdir. Dramatik söylemin hâkim olduğu eserde Kıbrıs'ta yaşananlara dair tanıklıklara da yer verilir (Çetindaş 2014). Tuna Gülü, aşk konulu bir kahramanlık destanıdır. Pesbirim Kalesi dilâveri Mustafa Ağa ile Macar kızının aşkını, Türklük değerleri üzerinden kurgular. Eserde halk hikâyelerinin de pek çok formeli uygulanır. Anlatımda on dörtlü, ara şiirlerde on birli ölçüye yer verilir. Yazarın, Malazgirt'in Fethi'nin dokuz yüzüncü yıldönümünde yapılan yarışmada Selçuklu Tarih ve Medeniyeti Enstitüsü’nün, birincilik ödülünü kazanan manzum piyesi Büyük Hakan Alp Arslan'dır. Bunun dışında Gürtunca, kaleme aldığı millî ve dinî nitelikli eserleriyle savaş ve kahramanlık antolojilerinde yer bulan, okul müfredatlarında ve belirli gün, haftalarda şiirleri, tiyatroları kullanılan önemli bir öğretmen şair olarak edebiyat tarihinde yer alır.