FERZAN ÖZPETEK Biyografisi

Ferzan Özpetek
(d. 3 Şubat 1959 / ö. -)
Yönetmen, Senarist, Yazar
İstanbul Kalamış’ta doğdu. Kalamış ABC Lisesini bitirdi. 1976’da İtalya’ya gitti ve Roma’da La Sapienza Üniversitesinde Sinema Tarihi öğrenimi gördü. Accademia d’Arte Drammatica “Silvio D’Amico”’ya devam etti. The Living Theater’da çalıştı. Sinema kariyerine, 1982’den itibaren Massimo Troisi, Maurizio Ponzi, Ricky Tognazzi, Lamberto Bava, Francesco Nuti, Sergio Citti, Giovanni Veronesi ve Marco Risi gibi yönetmenlerin asistanlığını yaparak başladı.
İlk filmi Hamam (yapım tarihi 1996), Cannes Film Festivali’nden uluslarası bir başarı ile ayrıldı. Ardından gelen Harem Suare (1999), Cahil Periler (2001), Karşı Pencere (2003), Kutsal Yürek (2004), Bir Ömür Yetmez (2007), Mükemmel Bir Gün (2008), Serseri Mayınlar (2010), Şahane Misafir (2012), Kemerlerinizi Bağlayın (2014), İstanbul Kırmızısı (2016) ve Napoli’nin Sırrı (2017) filmleri bu başarıyı perçinledi. Sinema dilindeki ustalığı ve işlediği konulardaki farklılığı ile İtalyan ve Türk sinemasının en önemli yönetmenlerinden biri kabul edilen Ferzan Özpetek, Aida (2011) ve La Traviata (2012) operalarını da yönetti. Bütün filmleriyle saygın adaylıklar ve ödüller kazandı. Kendisi için 2008’de New York Modern Sanat Müzesi (MoMa)’da bir retrospektif gösterim düzenlendi, 2019’da “Commendatore” derecesinde İtalya Cumhuriyeti Liyakat Nişanına layık görüldü.
Özpetek, 1976’da sinema eğitimi için gidip yerleştiği ve 2016’da evlendiği Roma’da yaşamaktadır.
Yönetmenliğini yaptığı Hamam (Stefano Tummolini ile); Harem Suare, Cahil Periler, Karşı Pencere, Kutsal Yürek, Bir Ömür Yetmez (Gianni Romoli ile), Mükemmel Bir Gün (Sandra Petraglia ile), Serseri Mayınlar (Ivan Cotroneo ile), Şahane Misafir (Federica Pontremoli ile), Kemerlerinizi Bağlayın (Gianni Romoli ile), İstanbul Kırmızısı ve Napoli’nin Sırrı (Gianni Romoli, Valia Santella ile) adlı filmlerin aynı zamanda senaryo yazarlarından biri olan Ferzan Özpetek’in, İtalyanca kaleme aldığı iki romanı bulunmaktadır.
Bunlardan ilki, İstanbul Kırmızısı adıyla Türkçeye çevrilmiştir. Olay akışının İtalya’da yaşayan Türk bir yönetmen ile İtalyan bir kadının İstanbul seyahati çerçevesinde oluşturulduğu romanda, kahramanların geçmişleri ile harmanlanmış günleri anlatılırken aşk, ihanet, cinsellik, sevgi, aile, ölüm, veda, ayrılık gibi konular işler. Özpetek’in “Uzun bir mektup aslında (...) Roma’da geçirdiğim 39 yılı anlatıyorum.” dediği ve Sen Benim Hayatımsın adıyla Türkçeye çevrilen ikinci romanı da benzer konular etrafında örülür. Ancak bu romanda olaylar, daha geniş zaman bir diliminde ve daha kalabalık şahıs kadrosuyla hikâye edilir. Bununla birlikte her iki roman da otobiyografik özellikleri, İstanbul ve Roma özelinde mekânın karakterler üzerindeki belirleyiciliği ve toplumsal meselelere karşı gösterilen hassasiyet yönünden ortaklık taşırlar.
Bir Nefe Gibi romanında Elsa ve Adele isimli iki kardeşin hikâyesi anlatılır. İstanbul ve Roma arasında gelişen olaylarda kızkardeşlik, aşk ve yasak duyguların varlığı dikkat çekici boyuttadır.