ÖMÜR GÖKSEL Biyografisi

Doğum günü: Ömür Göksel kimdir?
2 Mayıs 1942 Cumartesi öğleden sonra, yaşamla ilk randevum… O günü pek hatırlayamıyorum ama iliklerime kadar doldurduğum ilk oksijen, doğaya, hayata, canlı cansız tüm varlıklara duyduğum aşkın ve sadakatin ilk müjdecisidir. Belki de bir bahar güneşinin gözlerimi kamaştırması, bana sahip çıkan kucakların sıcaklığı, mutlu bir insan olmamdaki ilk etkenlerdir. Müzik, jobitel.com spor, nükte, saygı ve sevgi içinde geçti çocukluğum. Okul yıllarımdaki, edebiyat, müzik ve spor dallarındaki üstün başarımı, fen derslerindeki başarısızlığım gölgelerdi.Bu yüzden değişik okullarda mezuniyet şansını aradım. Bu arayış bana belki de farkında olmadan çok büyük bir muhit edinebilme imkanını doğurdu.
Futbol topu en iyi arkadaşımdı. 1955’te Galatasaray genç takımında futbol oynamaya başladığımda henüz 13 yaşımdaydım. 1957’den itibaren ,oyuncuları arasında Özhan Canaydın’ın da bulunduğu ,takım kaptanlığını yaptığım Galatasaray Genç Basketbol Takımı ise üst üste 5 yıl şampiyon olmuştu. 1961’de geçirdiğim sakatlık, Allah’tan ayağımda olmuştu. “Ya bu sakatlık kafamda olsaydı!” diye şükreder dururum. Yıllar geçti. 13 yaşında girdiğim Galatasaray Spor Kulübü’nün bugün divan üyesiyim. O yıllarda şarkı söylediğimi çok iyi bilen bir basketbolcu arkadaşımın muzipliği sonucunda katıldığım ses yarışmasında Türkiye Ses Kralı oldum.
1963’te üniversite okumak için Almanya’ya gidişim beni çok sevdiğim spor hayatımdan uzaklaştırdı. Üniversitede 1.76 olan boyumun ölçüsünü alınca tekrar ülkeme dönüp vatani görevimi, o zamanlar askerlik görevlerini yapanların yer aldığı Türk ordusuna ait Karagücü Takımı’nda futbol ve basketbol oynayarak ve de İzmit Orduevi’nde şarkı söyleyerek tamamladım.
1965’te artık 4 dilde şarkı söyleyebilen, yaklaşık 1000 şarkılık bir repertuara sahip, profesyonel bir şarkıcı olarak dünya müzik okyanusunun dalgaları arasında sörf yapmaya hazırdım. Türkiye’deki tüm gece kulüplerinin çalışmak istediği bir Ömür GÖKSEL doğmuştu…1969’da, ”Mutluluk” adlı şarkımla, ilk Altın Plak’ımı Aykut SPOREL’in elinden aldım. Bunu 1972’deki ”Sevemem Artık” adlı yapıtım takip etti. İkinci Altın Plak’ım beni 3 yıl üst üste çeşitli dergilerde Yılın Şarkıcısı yapmaya yetmişti. Geceleri işten eve dönerken içimde bir ses bana asla şımarmamam gerektiğini emrederdi.
1970’te yine kendim gibi Galatasaray’da spor yapmış, Hülyâ DEMİR adlı genç kızla hayatımızı birleştirdik. Aynı toprağın çocukları ve aynı muhitlerde büyümüş olmamıza, aynı öğretmenlerden feyz almamız eklenince mutluluğumuz perçinlendi. Bu birleşimden 1971’de kızım Serenad, 1973’e, oğlum Sonat dünyaya merhaba dediler. 1975, bana ”Yanıyorum” adlı bir bestemle üçüncü Altın Plak’ımı getirdi. Ancak o yıllarda korsan kasetlerin piyasaya sürülmesi, plak dünyasına büyük bir darbe indirdi. Bu yüzden; “Ağlıyormuşsun”, “Senden Bana Yar Olanda”, “Yaşadım Mı Öldüm Mü Anlayamadım?”, “Umurumda Mı Dünya?”, “İçki Sigara”, “Eğer Bir Gün Bırakırsan”, “Yaş Kalmadı Gözlerimde”, “Kızım” “Şeytan Diyor ki “ “ Ha 3 Gün Önce HHa 5 Gün Sonra” “Sensiz” İsimli Şarkılarım, listelerde bir numara olmalarına rağmen bana başka Altın Plak getirmediler. Ancak şarkılarımı dinleyerek seven ülkem insanlarının bana “Kadife Sesli Romantik Prens” adını vermiş olmaları, ödüllerin en büyüğü olmuştu.
1979’da Avrupa ve Amerika’daki Hilton Hotelleri’nden aldığım tekliflerin câzibesi ve Türkiye’deki arabesk müzik türünün yoğunlaşması, bana müziğe yurt dışında devam etme kararını aldırdı. Sırasıyla İtalya’da, Amerika’da ve Almanya’da profesyonel müzik yaşamıma devam ettim.
1997’de ülkeme döndüğümde beni tanımayan iki nesille karşılaştım ancak o neslin anne ve babaları Ömür https://xjobs.org/ GÖKSEL şarkıları ile tanışmış, sevişmiş ve evlenmişlerdi. Evlatlarına, beni duygu dolu sözcüklerle anlatıyorlardı. Artık hem sevgi hem de saygı denizinde kulaç atmaya başlamıştım.
2000 yılının Eylül ayından başlayarak tam üç yıl Korner adı altında, haftanın iki günü bir gazetede spor yorumladım. Köşe yazılarım tam üç yıl boyunca aralıksız devam etti. Ancak kendime ayıracak zaman bulamayışımdan dolayı yazılarıma 2003 Eylül ayından itibaren ara verdim. Yine 2000 yılının başında aldığım teklif üzerine, bir Televizyon kanalında hazırlayarak sunmaya başladığım ”Bir Ömür” adlı programı, sadece 13 Hafta için anlaşmışken, gördüğü sıcak ilgi üzerine 73 hafta aralıksız sürdü.
2002 Nisan ayında ara verdiğim Bir Ömür Talk Show,programına vakit bulabilirsem tekrar devam edeceğim ve sevenlerimle yeniden kucaklaşacağım.
2002-2003-2004 yaz sezonlarını ülkemizin turizm başkenti Antalya’daki 5 yıldızlı otellerde performanslar sunarken 180.000 turiste kendi dillerinde ve Türkçe şarkılar söyleyerek, onlarla sıcak bağlantılar kurarak ülkemi tanıttım.
28 Mart 2004 tarihinde yapılan seçimlerde 600.000 seçmene sahip İstanbul Kadıköy ilçesinden Meclis Üyesi seçildim. Doğup büyüdüğüm bu ilçenin 14 Nisan 2004 tarihinden itibaren hem Eğitim ve Kültür, hem de Gençlik ve Spor komisyonları başkanlığı şerefine eriştim.
Her yönde ülkeme hizmeti bir borç bildim. 5 yıl arka arkaya ülkemizde ilk defa tarafımdan hazırlanıp düzenlenen karnavallar Kadıköy Karnavalları adı altında Kalamış Marina ve Bağdat Caddesi’nde yapılan şenliklerle tüm İstanbul halkının büyük ilgisini çekti.
Eğitim ve Kültür Komisyonu Başkanlığı’nı yaptığım Kadıköy Belediyesi’nin katkıları ile 2006 yılı boyunca her ay 1 kez olmak üzere Nostalji Rüzgarları adı altında Türk Hafif Batı Müziği’ne adını altın harflerle kazımış sanatçılarımıza konserler verdirterek o değerli sanatçılarımızı halkımızla buluşturdum. Son yıllarda yazılı ve görsel basında adlarından bahis edilmeyen bu değerli sanatçılara sanatseverlerin gösterdikleri ilgi görülmeye değerdi.
2005 yılında Seyhan Müzik’ten çıkan 2 albümüm “Bir Ömür” ve “Meydan Okuyorum Yıllara”, müzik marketlerindeki raflarda yerlerini aldılar. Mart 2006’da Doğan Müzik’ten çıkan “A Touch of Quality” isimli albümümde dünyanın en ünlü şarkılarından 18 adedini dinleyicilerimin beğenisine sundum. Albüm o kadar beğeni topladı ki aylarca yabancı sözlü albümler listesinde 1 numarayı parselledi. Kısa zamanda best seller (en çok satan) ünvanına erişti.
28 yıl aradan sonra yeniden Türkiye’deki müzik listelerinde Number 1 olmuştum, hem de tamamı İngilizce bir albümle. Hayatta çok az kişiye nasib olabilecek bir başarı idi bu, bunca yıl aradan sonra. Dinleyicilerimin ve sevenlerimin gösterdiği bu büyük ilgi sayesinde “A Touch Of Quality” albümü şatış rekorlarını kırınca DMC (Doğan Music Company) bu kez aynı türde dünyada en çok sevilen şarkılardan oluşan “A Touch of Love” adı altında Double CD olarak 24 şarkılık yeni bir albüm yapmamı teklif etti.
Kasım 2006’da “A Touch of Love” isimli Double CD albümüm ve kasetim müzikseverlerin evlerindeki kıymetli arşivlere yerleşirken en çok satan yabancı albümler listesinde bir rekor daha kırılıyordu.
14 Şubat 2007 ‘Sevgililer Günü’nde tüm sevgililerin birbirlerine hediye etmesini düşündüğümüz “ MUSIC FOR LOVERS” “ Sevgililer için müzik” adını taşıyan 50 aşk şarkısı içeren 4 CD ve kitapçığı, bana göre yapıtlarımın en değerlisi olmuştu. Sadece sevgililer günlerinde hediye edilmek üzere az sayıda müzik dünyasına sunduğumuz bu albüm kısa zamanda tükendi.
Bir yıl içinde üçüncü defa müzik piyasasına albüm süren ilk sanatçı olma rekoruna da erişmenin onurunu yaşadım. Bunca korsan yayına rağmen albümlerime sahip çıkan siz sevgili müzikseverlere bana bu mutluluğu yaşattığınızdan dolayı teşekkürü bir borç biliyorum.
Enternasyonal kulvarlardaki tüm şarkıcılar, dünyada en çok konuşulan ikinci dil olan İspanyolca şarkılardan oluşan albümler yaparlar. 2007 yaz aylarından itibaren “A TOUCH OF LATIN” adı altında Latin dünyasının en sevilen aşk şarkılarından bir demeti içeren CD, arabalarınızdan ve evlerinizdeki müzik setlerinizden kulaklarınıza, hatta kalplerinize ulaşmayı başardı.
2008 yılbaşında kendi ülkemde her zaman alkışladığım müzik ve söz yazarlarının çok beğendiğim aşk şarkılarını ÖMÜRLÜK ŞARKILAR adı altında topladım. Amacım, bu ömre bedel şarkıları sizlere bir yorum farkı ile sunmak ve kubbede hoş bir seda bırakmaktı.
‘Ömürlük Şarkılar’ albümümü 2009 başında ‘Aramızda Kalsın‘ adlı, daha ziyade söz ve müzikleri kendime ait şarkılardan oluşan ve bana göre sevenlerime sunduğum en kaliteli albümüm takip etti. Ancak bu çalışmamı sadece eski sanatçılara albüm yapan Ossi Müzik adlı firmadan çıkardığımdan yepyeni şarkılardan oluşan bu çalışmam, eski zannedildi… Bu yüzden belki de benim için çok ayrıcalıklı olan ‘Aramızda Kalsın’ albümü beni çok yakından izleyenlerle aramızda kaldı.
2010 Haziran’da tüm zamanların en sevilen 11 disco şarkısından oluşan ”A Touch of Disco” adını taşıyan CD ile yeniden DMC etiketi altında buluştuk. İlk takdiri ülkemizin en ünlü DJ’lerinden almış olmam beni son derece mutlu etti. Amerika’da, İtalya’da, Almanya’da çalıştığım orkestralar eşliğinde hazırladığım romantik aşk şarkılarından oluşan ”A Touch of AMORE ” albümüm, 2011 sonu 2012 başında sizlerle buluştu. CD satışlarının taban yaptığı bu devirde albümlerimin satış grafiği bunca internet korsanlığına rağmen beni sevindiriyor, bu yüzden 2014’de 20. asrın en güzel aşk şarkıları adlı bu türdeki şarkıları içeren son albümümü, Ömür Göksel sevenlere sundum, satın alıp arşiv olarak saklayan ve emeğe sahip çıkanlara sonsuz teşekkürler.
Ancak bundan böyle teknolojinin başka bir boyutunda sevenlerimle buluşacağım, artık müzik marketlerinde bulamayacağınız Ömür Göksel albümlerini, kanuni yollardan, Itunes, Türkcell,S potify vs. gibi şirketlerden dinleyerek indirebilecek ve de öyle sahip olabileceksiniz.
Bu arada ne mi yapıyorum? Televizyon programlarına çıkarken seçici olmaya özen gösterİyor, her davet edildiğim programa gitmiyorum. Sahne çalışmalarım devam ediyor, zaman zaman 28 kişiden oluşan TRT Jazz Orkestrasının solistliğini yapıyorum.
Davetlerin, Özel gecelerin, kaliteli özel kulüpler, 5 yıldızlı oteller ve caz kulüplerinin, hala aranılan ismi olmam yaşam keyfimi arttırıyor. O gecelerde sunduğun 2 ayrı projem var;
-
Beni dinlerken herkesin dans edebileceği ÖMÜRLÜK ŞARKILAR
-
Dinleyicilerin sadec izledikleri “FRANK SINATRA 101 YAŞINDA” adı altındaki Show programım.
Ayrıca tam 2 yıldan beri TRT Radyo 1’de Pazar sabahları Saat 11-12 arası yayınlanan ve sizleri geçmiş yıllara götüren, içinde kendinizi bulacağınız “MÜZİKLE BİR ÖMÜR” isimli programı hazırlayıp sunuyorum.
Yaşam felsefemin temelinde yatan üç anahtar fiil vardır: sevmek, düşünmek, gülmek…
Düşünebilen insan, güler ve sever. Duygularımı dorukta yaşarım, en çirkin olayda bile güzellikler ararım. Bana göre sevginin aydınlatamayacağı hiçbir karanlık yoktur; En kötü kararın, kararsızlıktan iyi olduğuna inanırım. Kin ve nefretle hiç tanışmadım. Dost portföyüm çok kabarıktır. Yaşamın nerede ve ne zaman biteceği belli değil. Kimseyi kırmadan tebessüm dolu bir yaşamı, tüm sevenlere dilerim… Unutmayın! Tebessümün maliyeti sıfır.