İstanbul
07 Ağustos, 2025, Perşembe
  • DOLAR
    38.77
  • EURO
    43.89
  • ALTIN
    4045.6
  • BIST
    9.391
  • BTC
    94584.048$

DÜNÜN 5'i BİRYERDESİ

DÜNÜN 5'i BİRYERDESİ
Dün haberleştiremediğimiz 5 önemli olay -Nükleer tehlikesiz bir gelecek için... -Çay bahçeleri maden tehdidi altında -Kadına şiddet TBMM'e uzandı -Bakan Yardımcısı 10 diplomasının 4'ünü sildi -Cumhurbaşkanı Külliyesi'nde ofis açıp dolandırıcılık yapmışlar iddiası

Nükleer Karşıtı Platform (NKP) bileşenleri, 1945 yılında Hiroşima ve Nagazaki’de yaşanan kitlesel yıkımın insanlık tarihinde kara bir leke olarak yer aldığını hatırlatarak, nükleer silahların tüm dünyada yasaklanması gerektiğini vurguladı.

 
 

Nükleer tehlikesiz bir gelecek için hep birlikte

 

ABD'nin Japonya'da bulunan Hiroşima`ya atom bombası atılmasının 80’inci yıl dönümünde Nükleer Karşıtı Platform (NKP) bileşenleri, 1945 yılında Hiroşima ve Nagazaki’de yaşanan kitlesel yıkımın insanlık tarihinde kara bir leke olarak yer aldığını hatırlatarak, nükleer silahların tüm dünyada yasaklanması gerektiğini vurguladı.

Yapılan açıklamada, başta Akkuyu olmak üzere Türkiye`de yapımı süren ve planlanan nükleer santrallerin ciddi riskler taşıdığına dikkat çekilerek, nükleer enerjinin ucuz, güvenli, temiz gibi söylemlerle kamuoyuna sunulmasının gerçeği yansıtmadığı vurgulandı.

Ukrayna`daki Zaporijya nükleer santraline yapılan saldırılar örnek gösterilerek, savaş bölgelerinde nükleer tesislerin oluşturduğu tehlikeye dikkat çekildi.

Platform, Türkiye‘nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması’nı bir an önce imzalamasını ve Meclis onayına sunmasını talep etti. Ayrıca, ülkede konuşlandırılmış ABD-NATO nükleer silahlarının kaldırılması gerektiği belirtildi.

Kaynak: BİRGÜN

Dolandırıcılar, Cumhurbaşkanlığı külliyesinde ve Şehircilik Bakanlığı binasında ofis açmış, müteahhitlerden para almış

Dünya dolandırıcılık tarihine geçecek olan Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinde kabul edilen bir iddianameyle ortaya çıktı. Deprem konutu yapmak, arsa alma vaat edilen müteahhitlere, bakanlık binası ve Beştepe’de sözleşme imzalatılmış, balya balya rüşvet paraları alınmış.

  •  
Cumhurbaşkanlığı'nın Beştepe'deki külliyesi yüksek güvenliğiyle biliniyor ama dolandırıcılar burada da ofis sahibi olmayı başarmış, istediklerini içeri istedikleri gibi sokup çıkarmış.

Türkiye, kamu yöneticilerinin kimliklerini taklip edip parayı bastırana profesörlük, doçentlik belgesi, üniversite ve lise diploması satan siber dolandırıcılık çetesiyle ilgili skandalı konuşurken ortaya çok daha vahim ve çarpıcı bir dolandırıcılık şebekesi daha çıktı.

Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan ve kabul edilen bir iddianameye göre bu dolandırıcılık şebekesi de kendini üst düzey kamu yöneticisi gibi tanıtmış ve devletten ihale almak isteyen müteahhitleri rüşvet vermeye teşvik edip bu rüşvet paralarını iç etmiş.

Ama bu dolandırıcıların yöntemi çok çarpıcı: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı binasının üç ayrı katında ve Ankara Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı külliyesinde dolandırıcılar kendilerine ofis açmış, müteahhitleri bu ofislerde kabul etmiş, onlara sözde sözleşmeler imzalatmış, sonra onlardan balya balya hazırlanmış nakit paraları teslim almış.

Söz konusu iddianame ilk olarak T24 haber sitesinin ödüllü muhabiri Asuman Aranca’nın bir haberiyle ortaya çıktı. Aranca haberinde iddianamede yer alan suçlamaları ayrıntısıyla yazdı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı binasının 13, 14 ve 15. katlarında dolandırıcıların ofisleri, toplantı odaları varmış.

Bakanlık suç duyurusunda bulundu

T24’ün ulaştığı iddianameye göre 11 ilin etkilendiği 6 Şubat depremlerindeki büyük yıkımın ardından bölgenin devlet eliyle onarılması amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesindeki çalışmaları fırsat bilen dolandırıcılar iş insanlarını milyonlarca lira dolandırdı. “Deprem konut ihalelerini alacaklarını, inşaat için kendilerine hazine arazisi tahsis edileceğini” sanan iş insanları dolandırıldıklarını anlayınca soluğu isimleri kullanılan daire başkanlarının, genel müdürlerin odasında aldı. Ancak görüştükleri kişilerle gerçek müdür ve daire başkanlarının farklı kişiler olduğunu anlayan mağdurlar, kendilerini dolandıran isimlerden şikayetçi oldu. İdari soruşturma başlatan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapılan araştırmanın sonucunda Ankara Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

İddianamede yer alan güvenlik kamera görüntüleri.

Bakanlık kapısında karşılayıp, toplantı salonuna götürdüler

Başsavcılık, suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Bakanlığın kamera kayıtlarını incelemeye alarak şüpheli ve mağdurları tespit etti. Yapılan incelemede mağdurların Bakanlık girişinde şüpheliler tarafından karşılanarak 13. 14 ve 15. katlarda kendisini üst düzey yetkili, daire başkanı, genel müdür gibi sıfatlarla tanıtan Mesut Kupen ya da Nurgül Kara’nın yanına götürüldüğünü belirledi. Tespitlerin ardından savcılığın talimatıyla mağdurların ifadesi alındı.

İş insanı ile dolandırıcıları eski hâkim tanıştırmış

Bu kapsamda ifadesi alınan Mersin’deki Komşu Mağazaları ve Gaye Okulları’nın sahibi Nezir Arslan Hatay’da deprem konutu inşaat ihalesi alacağı vaadiyle 7 milyon lira kaptırdığını anlatırken kendisini dolandırıcılarla tanıştıran kişinin eski hâkim Bekir Kara olduğunu söyledi. Arslan ifadesinde Bekir Kara’nın kendisine Cumhurbaşkanı Külliyesi’nde tanıdıkları olduğunu, birçok iş takibi yaptığını, bu şekilde devlet bürokrasisinde ağır aksak ilerleyen ihale gibi işleri hızlandırdığını söylediğini aktardı. Kara’nın kendisine birlikte iş yapmayı teklif ettiğini aktaran Arslan, Kara tarafından Ankara’da Fatma Gül Güner isimli bir kadınla tanıştırıldığını kaydetti.

Arslan, Fatma Gül Güner’in Çevre Şehircilik Bakanlığının üst bürokrasisinde Külliye merkezli tanıdıklarının olduğunu, almak istediği ihaleler için Külliye üzerinden talimat verdirip işlemleri çok hızlı bir şekilde takip edeceğini, şirket adına evrakını hazırlamasını söylediğini belirterek danışmanlık için kendisi, Bekir Kara ve bahsettiği diğer kişiler adına 7 milyon lira danışmanlık ücreti istediğini söyledi.

Balya balya paralar bagajlarda el değiştiriyor.

“Bakanlığın 15. katında sözleşme imzaladım”

Bu kapsamda ilk etapta Güner’in oğlunun hesabına 1 milyon lira gönderdiğini, ihaleyi alacağı düşüncesiyle evrakını hazırladığını, danışmanlık için istenen paranın kalan kısmı olan 6 milyon lirayı da Bekir Kara’nın hesabına emaneten gönderdiğini belirten Arslan daha sonra Ankara’ya çağırılarak kendisini Daire Başkanı Yasemin Çelik olarak tanıtan bir kadın ve beraberindeki bir erkeğin Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın 15.Katındaki toplantı odasında sözleşme imzalattıklarını kaydetti. Dolandırıcıların Bakanlık hesabına da 30 bin lira harç ücreti yatırmasını istediklerini belirten Arslan yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Sözleşme belgelerini Bakanlıkta imzalayınca ve bana atılan referans numarasına istinaden Kurum hesabına 30 bin lira harç yatırdıktan sonra beni yönlendiren Yasemin Çelik ve Atilla Soylu’ya güvenerek Bekir Kara’ya talimat vererek parayı kendilerine verebileceğini söyledim. İşlemlerin ve resmiyetin devamını beklediğim sürecin sonlanmaması sonucunda kuşkuya kapıldım ve Bakanlığa giderek Yasemin Çelik ile görüşmek istedim. Nitekim burada Yasemin Çelik isminde bir daire başkanı var ve makamına beni kabul etti. Makama girince sözleşmeleri imzalamadan önce beni karşılayan bayanın gerçekte Yasemin Çelik olmadığını anladım.”

Para balyaları

“Külliye’ye para yatıracağız” demişler

Soruşturma kapsamında beyanı alınan mağdurlardan Yusuf Ateş de İzmir’deki bir hazine arazisinin tahsis edileceği vaadiyle kandırıldığını anlattığı ifadesinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kendisine sahte evrak imzalattırıldığını söyledi. Ateş, bir tanıdığı vasıtasıyla Nurgül Kara isimli bir kadınla tanıştığını, Kara’nın Cumhurbaşkanlığı ve Çevre Şehircilik Bakanlığı’nda çalışanlarla iyi ilişkisinin olduğunu söyleyerek kendisini Ankara’ya davet ettiğini söyledi. Ankara’ya gelerek Kara ile görüştüğünü, Kara’nın istediği araziler için araştırma yapacağını söylemesi üzerine tekrar İzmir’e döndüğünü kaydeden Ateş, bir süre sonra tekrar arandığını ve araziler için rayiç bedelin belirlendiğinin söylenerek Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde muhtelif birimlerine yatırılması için yanında para getirmesinin istendiğini aktardı.

“Ödeme Cumhurbaşkanlığı’nda yapılacak”

Ateş bir kez daha Ankara’ya gelerek Nurgül Kara ve beraberindeki Erkan Şenyurt isimli kişiyle buluştuğunu, bu kişilerin çok fazla telefon görüşmesi yapmasından şüphelenerek vazgeçmek istediğini söylediğini, ancak Nurgül Kara’nın Cumhurbaşkanlığında satış işlemlerine ilişkin randevu ayarladığını ve görüşme yaptıracağını söylemesi üzerine ikna olduğunu belirtti. Kara’nın, satış işleminin o gün bitirileceğini ve ödemenin cumhurbaşkanlığında yapılacağını söyleyerek parayı üzerine alması için kendisini ikna ettiğini kaydeden Ateş Cumhurbaşkanlığına gidip görüşme yapacağını düşünürken ‘daha vakit var’ denerek Çukurambar’daki bir pastaneye götürüldüğünü ifade etti.

“Çakarlı araçla götürdüler, Külliye’de imza attırdılar”

Ateş ifadesinin devamında şunları söyledi:

“Aynı gün 14.30 sıralarında çakar lambalı iki araç geldi. Beni bir araca bindirdiler. Bu araçta şoförlük yapan kişi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde şoför olduğunu söyledi. Bu şoförün kullandığı araç ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne girdik. Şoför beni başdanışmanların odalarının olduğu holden geçirdi ve bir odaya bıraktı. Odaya kendisini Zafer olarak tanıtan bir kişi geldi. Odada yaklaşık 10 dakika görüştük. Bir dosya içinden çıkartmış olduğu 3 adet evrakı bana imzalattı, parayı getirip getirmediğimi sordu. Paranın aracımda bulunduğunu söyledim. İlgili arsanın ödemesi olan 6 milyon 500 bin lira parayı göndereceği kişilere vermemi söyledi. Ben de tüm bu işlemler Külliye’de gerçekleştiğinden ve herhangi bir olumsuzluğun olmadığını düşündüğümden parayı verebileceğimi söyledim ve beni getiren aynı araç ve şoför ile tekrar pastaneye gittim, aracımdan parayı aldım ve Erkan Şenyurt ve Hüseyin isimli kişilerin bulunduğu 2 ayrı araca parayı ikiye bölerek teslim ettim.”

Cumhurbaşkanlığı’nın Beştepe’deki külliyesi yüksek güvenliğiyle biliniyor ama dolandırıcılar burada da ofis sahibi olmayı başarmış, istediklerini içeri istedikleri gibi sokup çıkarmış.

“Onay süresi vakit alıyor”

İkinci arsa için daha sonra tekrar Ankara’ya çağırıldığını, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gördüğü Zafer ile buluşarak 7 sayfalık sözleşmeye imza atıp 1 milyon lira daha ödeme yaptığını kaydeden Ateş “Aynı gün İzmir’e geri döndüm ve beni Zafer isimli kişi aradı. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile evrak hazırlanacak, onay süresi biraz vakit alıyor dedi ve birkaç gün bana beklememi söyledi. Bu süre zarfında Zafer ile görüşmeler yaptım ancak sonrasında bu kişiye ulaşamadım. Daha sonra Nurgül Kara’ya ulaştım ancak beni oyaladılar. Dolandırıldığımı anladım” dedi.

Erciyesspor’un eski başkanı da şüpheli

Dolandırıcıların tuzağına düşen bir diğer mağdur olan Akif Arifoğlu da Adıyaman’da deprem sonrası yapılacak 250 konutluk köy evleri yapım ihalesini verecekleri vaadiyle kandırıldığını aktardı. İfadesinde Kayseri Erciyesspor eski başkanı Saffet Külahçı’nın da dolandırıcılarla birlikte hareket ettiğini öne süren Arifoğlu benzer yöntemlerle dolandırıldığını, kendisine de bakanlığın 14. Katındaki toplantı odasında sahte sözleşme imzalattırıldığını söyledi. 14 milyon 500 bin lira kaptıran Arifoğlu dolandırıldığını anlayınca Saffet Külahçı’ya ulaştığını belirterek “Mağduriyetimi gidermek için Kayseri Melikgazi ilçesinde kendisine ait bir taşınmazın tapusunu vereceğini söyledi. Bu tapunun üzerine kamu icraları vardı, ben de 2 milyon 500 bin liralık icra borcunu ödedim. Taşınmaz kardeşim adına devroldu ancak Külahçı daha sonra mahkeme aracılığıyla mülke tedbir koydurdu. Şahıslardan şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.

Sahte evraka avukat da inandı

Şüphelilerin asıl vurgunu ise Dubai’de yaşayan iş insanı Haluk Yiğit Yalınkaya’nın dolandırılması oldu. İddianameye göre, Türkiye’de inşaat projesi için arazi arayışında olan Yalınkaya, İstanbul ve Bodrum Türkbükü’ndeki 5 arazinin alımı için Salih Usta isimli kişiye vekalet verdi. Yalınkaya, Usta’yı 2 yıl önce tanıştığı ve kendisini bakanlıkta müdür olarak tanıtan Mehmet Güroğlu ile irtibatladı. Güroğlu görüşme yaptığı Salih Usta’ya bakanlıktaki işleri “amirim” diye bahsettiği Mehmet Savaş ile birlikte takip ettiklerini söyledi. Yalınkaya adına işleri takip eden Usta bir süre sonra şüpheliler tarafından Bakanlığa çağırıldı. Beraberinde Yalınkaya’nın avukatını da Bakanlık binasına götüren Usta olaya ilişkin ifadesinde Bakanlık binasında kendisine gösterilen evraka avukatın da bir usulsüzlük yok diyerek onay verdiğini ve bunun üzerine imzaladığını anlattı.

“Örtülü ödeneğe para vereceğiz”

İmzaların ardından Usta iş insanı Yalınkaya adına şüphelilere parça parça toplamda 2 milyon 920 bin dolar ödeme yaptı. Olaya ilişkin ifadelerinde Yalınkaya ve Usta şüphelilerin bir kısım paraları “örtülü ödeneğe vereceğiz” diyerek istediklerini anlattı. İşlemler yapılırken cep telefonuna CSB isimli bir göndericiden SMS geldiğini söyleyen Yalınkaya mesajın Çevre ve Şehircilik Bakanlığından geldiğini düşündüklerini, polis tarafından aranınca dolandırıldıklarını anladıklarını belirtti. Yapılan araştırmada SMS’i gönderen CSB isimli şirketin olaydan hemen önce kurulan paravan bir şirket olduğu anlaşıldı.

Savcılık yapılan soruşturma sonucunda aralarında 86 yıl sonra kapanan Kayseri Erciyesspor’un eski Başkanı Saffet Külahçı’nın da bulunduğu 9’u tutuklu 15 şüpheli hakkında “resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık” suçlarından iddianame düzenledi. İddianame Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

Kaynak: 10HABER

Karadeniz maden kuşatması altında. Rize’nin %82’sinin madenlerle kuşatıldığı belirtilirken, Giresun Bulancak’ta fındık ve çay bahçelerinin olduğu 7 ayrı bölgede maden sondajı için ‘ÇED gerekli değil’ kararı verilmesi tepki çekti.

 
 

Çay bahçeleri maden tehdidinde

Fotoğraf: Evrensel

 

Giresun Bulancak’ta fındık bahçelerinin de bulunduğu alanlar için 7 ayrı noktada maden arama sondaj çalışmaları yapabilmesi için ‘‘ÇED gerekli değil’’ kararı verilmesi endişeleri artırdı. Karabük’ten, Bolu’ya Giresun’dan Rize’ye Karadeniz’de artan vahşi madencilik faaliyetlerinin artması üzerine halk 9 Ağustos Cumartesi günü “Madene verecek toprağımız, deremiz, ormanımız, canımız, yok” diyerek Hopa’da bir araya gelecek.

TARIM ALANLARI TEHLİKEDE

Vahşi madenciliğin doğaya ve yaşam alanlarına verdiği tahribatların boyutlarına her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Bunlara son olarak Giresun’un Bulancak ilçesi eklendi. İlçede 2 ayrı şirkete maden arama sondaj çalışmaları için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ‘‘ÇED gerekli değil’’ kararı verdi.

MA’nın haberine göre, bu sondajların ilki Bulancak ilçesi Bayındır ve Tokmadin Köyü ile Kovanlık Beldesi Sofulu Mahallesi sınırlarında Techno Feed Pazarlama adlı şirket tarafından yapılacağı öne sürüldü. Ruhsat alanı içerisinde 3 noktada sondaj yapılmasının planlandığı kaydedildi. Sondaj çalışmalarının yapılacağı alan Ordu-Trabzon-Rize-Giresun-Gümüşhane-Artvin Çevre Düzeni Planı’na göre “Tarım arazisi”, “Orman alanı”, “Çayır-mera” ve “akarsu” olarak belirlenirken, hepsinin tapulu şahıs arazileri olduğu kaydedildi

 

Yine sahaya en yakın yerleşim yerinin de proje alanının 3 numaralı sondaj noktasından 95 metre uzaklıkta olduğu belirtildi. Bulancak ilçesi Tandır Köyü ve Kovanlık Beldesi Ahurlu Mahallesi sınırlarında Akan Madencilik isimli şirket tarafından yapılmak istendiği iddia edilen sondaj çalışmaları için de aynı karar verildiği, 4 noktada sondaj çalışmasının yapılmacağı kaydedildi. Sondaj yapılacak alanların ikisi için Tarım ve Orman Bakanlığı Giresun Orman Bölge Müdürlüğü olumsuz görüş verdiği, müdürlüğün 19 Mart 2025’teki görüşünde; sondaj çalışması için belirlenen iki alanın Bulancak Orman İşletme Müdürlüğü Ambardağı Orman İşletme Şefliği tarafından ağaçlandırma alanı olarak belirlendiği bunun için bölgede sondajın uygun olmadığı belirtildi. Ancak müdürlük 23 Haziran 2025 tarihli yazısında izin alınması halinde maden arama faaliyeti için bir sakınca olmadığını kaydetti.

∗∗∗

KARADENİZ HALKI DİRENİŞTE

Yaşam savunucuları, “Madene verecek toprağımız, deremiz, ormanımız, canımız yok" diyerek Kemal Paşa Halk Festivali kapsamında 9 Ağustos Cumartesi günü Hopa’da bir araya gelecek. Karadeniz’in uzun süredir maden şirketlerin radarında olduğuna dikkat çeken yaşam savunucuları ‘‘Doğu Karadeniz’de 7 şehrin %85’’i madenlere ruhsatlı! Gümüşhane’nin neredeyse tamamı! Yıkıma karşı Karadeniz halkı direnişte" dedi.

kAYNAK: BirGün

TBMM çalışanı Saliha Akkaş'ın eşi tarafından öldürülmesiyle ilgili yakınları neler anlattı?

Saliha Akkaş TBMM'de Türk bayrağı ve bir çelengin önünde poz veriyorKaynak

  •  

Türkiye Büyük Millet Meclisi Halkla İlişkiler Binası'nın giriş merdivenleri Çarşamba günü sessiz bir protestoya ve saygı duruşuna tanıklık etti.

Protestonun nedeni çok bilindik, her gün ekranlarda, sosyal medyada veya yakın çevrede duyulan erkek şiddeti: Bu kez eşi tarafından öldürülen kadın TBMM çalışanıydı.

Saliha Ozan Akkaş, TBMM Halkla İlişkiler Binası'nda çay ocağı personeliydi.

Hemen her gün kadına şiddetin tartışıldığı, araştırıldığı, yasalar çıkarıldığı TBMM çatısı altında çalışan Saliha Ozan Akkaş, hakkında uzaklaştırma kararı olan ve artık soyadını kullanmadığı, boşanma aşamasındaki eşi Salih Akkaş tarafından defalarca bıçaklanarak öldürüldü.

Bu sırada kadına şiddetin nedenlerini araştıran bir komisyon TBMM'de çalışmaya devam ediyordu.

Kaynak: BBC

Bakan yardımcısı Sayan, 10 diplomasından 4'ünü sildi

Bakan yardımcısı Sayan, 10 diplomasından 4'ünü sildi
Çeşitli üniversitelerden 10 diploması olduğu belirtilen Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, kişisel sitesinden 4'ünü kaldırdı.

Kısa Dalga - Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın sitesinde 6 lisans, 2 yüksek lisans ve 2 doktora diploması bulunduğu belirtilen Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, kişisel sitesinden bazı diplomalarını kaldırdı.

Halk TV'nin haberine göre, Sayan özgeçmişinde Anadolu Üniversitesi’nden aldığı 4 farklı lisans bölümünü sildi.

Sayan’ın kişisel web sitesinden kaldırdığı Anadolu Üniversitesi mezuniyetlerine ilişkin bilgilerin, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın resmi internet sitesinde hâlâ yer aldığı görüldü.

Bakan Yardımcısı’nın özgeçmişinde daha önce 10 üniversite diplomasının listelendiği, bu bilgiler arasında Anadolu Üniversitesi'nden alınmış 4 lisans diplomasının da bulunduğu belirtilmişti.

diploma.png

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.