Özgür Özel, 'Madleen' gemisine yapılan baskının ardından yaptığı ilk değerlendirmede Mavi Marmara gemisini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
Normal şartlarda burada herhangi bir siyasi soru malum almıyoruz ama şimdi bu konu gerçekten hepimizin yüreğini yakan bir konu. Bir kere biz bu filmi daha önce görmüştük, Mavi Marmara'da. "Gerekirse biz de bineriz." diyenler sonradan, "Haberimiz yoktu. Bize mi sordunuz?" demişlerdi.
Sonra da Mavi Marmara'nın haklı davasını boşa çıkaracak bir uluslararası anlaşmayı İsrail'le yapıp metozoru bir şekilde mağdurlara, "Biz bu işlerden vazgeçtik. Siz de karşılığında bunu alacaksınız." demişlerdi mağdur ailelerine. Aman ha aman! Sakın ha sakın! Aynı senaryoyu bir daha hayata kimse geçirmesin.
Gemide Özlem kardeşimiz var. Şuayip kardeşimiz var. Ben Şuayip'in olduğu o gemiye Şuayip'i kendi yerime binmiş olarak görüyorum. Özlem'in canını kendi evladımın canı gibi sakınıyorum. Dışişleri Bakanlığı'nın iki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hakkında hangi girişimlerde şu ana kadar bulunduğunu bilmek istiyorum.
Madleen gemisine yapılan operasyondan sonra geminin konumu neresidir? İçerideki aktivistler ne durumdadır? Bunlarla ilgili her şeyin yapılması gerektiğini ve bunu, "Merak etmeyin. Biz ilgili makamlarla görüşüyoruz." şeklinde değil de dünya kamuoyu önünde İsrail'e gözdağı veren, Filistin'le dayanışan bir tonu duymak istiyorum burada.
Trump'ın çizdiği hattan Netanyahu'yla kayıkçı kavgası yapıp, bir yandan İsrail'le ticaret yapıp, sonra da "Ticaret yok. Kusura bakmayın. Aslında biz Filistin'le ticaret yapıyoruz." diyenlerin ne hale düşürdüklerini durumu ortada. Görün! 12 silahsız aktivistin makarna götürmesine engel olmayan bizim Filistin'le ticaretimize mi izin veriyormuş? Bal gibi de İsrail'e gidiyor gemiler ve Filistin'e makarna götürmeye bile bedava makarna götürmeye bile izin vermeyen bir İsrail gözü dönmüşlüğü var.
Bu konuda hükümet, Sayın Erdoğan ne kadar sert ve net olursa o kadar arkasındayım. En sert ve en net tutumuna teşekkür edeceğim. İsrail'e cesaret verip Filistin'i yalnız bırakacak her tutumun tümüyle karşısındayız.
Artık mış gibi yapmanın değil, Filistin'e sahip çıkmanın, İsrail'e haddini bildirmenin zamanıdır. Bu kadar net ve bu kadar açık bir görüş paylaşmak isteriz ve bunun cevabını Türkiye kamuoyunun da iktidardan bekliyoruz. Üzerlerine düşeni yapsınlar. Kaya gibi arkalarındayız. Eğer yapmazlarsa, bu ayıba ortak olurlarsa, "Bana mı sordular, gittiler?" derlerse bu millet bunu bir kez daha affetmez.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.