Bolu’nun Kartalkaya bölgesinde 21 Ocak 2025’te çıkan ve bir otelin küle dönmesine yol açan yangına ilişkin açılan davada 32 kişi yargılandı. Aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 32 kişiden 13’ü hakkında 1998’er yıl, 19’u hakkında ise 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istendi. CHP Şanlıurfa Milletvekili ve Parti Meclisi (PM) Üyesi Mahmut Tanal da davayı yerinde takip etti.
“Soruşturma ilgili bakanlara kadar uzanabilir”
Mahkeme sürecini izledikten sonra açıklama yapan Tanal, hayatını kaybeden 78 kişiye Allah’tan rahmet dileyerek, “Yangına dair hazırlanan raporlara göre sorumluluk; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bolu İl Özel İdaresi, İçişleri Bakanlığı, Bolu Belediyesi, itfaiye ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda. Peki, burada kimler yargılanmıyor? Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın personelleri burada yargılanmıyor” diye konuştu.
Mahmut Tanal, bu personellerin yargılanması durumunda soruşturmanın bakanlara kadar uzanabileceği endişesinin, adım atılmamasının temel sebebi olduğunu ifade ederek, bu nedenlerle ilgili iki bakanlığın personelleri hakkında acil olarak soruşturma izni verilmesi gerektiğini vurguladı. “Gerçekleri şimdi sizin vasıtanızla Sayın Cumhurbaşkanının yüzüne baka baka, Kültür ve Turizm Bakanının yüzüne baka baka, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının yüzüne baka baka söylüyorum. İçişleri Bakanlığı kendi personeli hakkında soruşturma izni veriyor. Sizler neden vermiyorsunuz” diyen Tanal, “Çünkü soruşturma izinleri verilirse ipin ucunun Kültür ve Turizm Bakanına ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına ulaşacağını biliyorsunuz” dedi.
“Davanın siyasi sorumlusu Cumhurbaşkanıdır”
“Buradan 86 milyon insana sesleniyorum; bizim ve buradaki ailelerin sesini duyun” diyen Tanal, maddi gerçeğin ortaya çıkması adına derinlemesine soruşturmalar yapılması gerektiğine dikkat çekti. Gerekli soruşturmaların açılmaması halinde asıl sorumlunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olacağına vurgu yapan Tanal, “Sayın Cumhurbaşkanı hükümetin başıdır. Kültür ve Turizm Bakanının, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının idari amiri Cumhurbaşkanıdır. Bunlara soruşturma izni verilmezse de bunun siyasi sorumlusu Cumhurbaşkanıdır, adres bellidir. Biz burada maddi gerçeğin ortaya çıkmasını istiyor ve bunun peşini bırakmıyoruz” ifadelerini kullandı.
Davadan sorumlu Cumhuriyet Savcısını da eleştiren Tanal sözlerine şu şekilde devam etti: “Bir sözüm de Cumhuriyet Savcısı’na: İddianameyi hazırlayan savcı da olayları ayrıntılı şekilde ortaya koymuşken, duruşmaya katılan savcı bu iddianameye bile sahip çıkmıyor, sanıklara bir soru dahi sormuyor. Sadece usulen orada oturuyor. Oysa Cumhuriyet Savcısı, kamusal bir görevi yerine getiriyor. Bu sorumluluktan kaçamaz.”
Cumhuriyet Savcısının toplumsal bir görev yaptığına da dikkat çeken Tanal, “Bu kamusal ve toplumsal görev nedeniyle sanıkların o iddianame karşısında silkelenmesi lazım. Nasıl silkelenmesi lazım? Hukuk içerisinde kalarak silkelenmesi lazım. Çapraz sorguyla silkelenmesi lazım iken Cumhuriyet Savcısı soru dahi sormuyor. Ceza Muhakeme Kanunu 201’inci maddesi uyarınca da doğrudan çapraz sorgu yöntemi burada maalesef ihlal ediliyor. Buradaki avukatların bu duruma çok güzel bir sözü var; biz düğmemizi başta yanlış iliklersek, sonuç da yanlış olur” değerlendirmesinde bulundu.
“Mahkemelerin görevi çelişkileri büyütmek değil, gidermektir”
“Mahkemelerin görevi çelişkileri büyütmek değil, gidermektir” diye sözlerine devam eden Tanal, “Bir avukat soruyor, ‘Davada yer alan tüm görüntüler tarafımıza neden teslim edilmiyor?’ diye, mahkeme ilk başta tüm dosyaların UYAP’a yüklenemeyecek kadar büyük olduğu cevabını veriyor. Daha sonra aynı soruyu soran farklı bir avukata ise dava görüntülerinin UYAP’ta olduğu cevabı verildi. Bu açık şekilde çelişkidir” dedi.
“Kimin olayda dahli varsa yargılanması gerekiyor” diyen Tanal, sözlerine şu şekilde devam etti: “Hiçbir kimsenin cezasız kalmaması lazım. Eğer cezasızlık olursa farklı suçluları cesaretlendirmiş oluruz. Biz Allah'a inandığımız gibi devletimizin yargısına da inanmak istiyoruz. Çünkü ancak bu inançla maddi bir gerçek ortaya çıkar. Burası Muz Cumhuriyeti de değil. Burası güçlülerin de devleti değil. Anayasamızın 2’nci maddesi uyarınca burası bir hukuk devleti olacaksa da Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı personellerinin yargılanması lazım” ifadelerini kullandı.
17-25 Aralık sürecini de hatırlatan Tanal, “Nasıl o dönem 17-25 Aralık'ta 4 tane bakanı yargılatmadılar. Bugün de 2 bakanı yargılatmıyorlar. Ama gün gelecek bunun hesabını hep birlikte soracağız” dedi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.