NE DİYEYİM BİLEMEDİM!
11 Ağustos 2025, Pazartesi 09:38
Ne Diyeyim Bilemedim!
Turhan EYÜBOĞLU
Sizi 2001 yılına, Diyarbakır’a götüreceğim. Ben bir suikasti, böyle bir vahşeti filmlerde bile görmedim. Hatırlıyor musunuz futbolla ilgilenen ve Diyarbakırlıların çok sevdiği Emniyet Müdürü Gaffar Okan, kalleş bir pusuya düşürülmüştü. Hani sanki devlete mesaj verilir gibi Diyarbakır’ın tam ortasında devletin beş polisiyle birlikte emniyet müdürünü şehit edilmişlerdi. Hatırladınız mı?
Hafızamda kaldığı kadarıyla size bu kalleş saldırıyı anımsatmaya çalışayım. 24 Ocak 2001 tarihinde Gaffar Okan mesaisini bitirmiş, korumaları ile valiliğe doğru yola çıkmıştı. Sezai Karakoç Bulvarı üzerinde Hizbullah terör örgütü çok kalabalık bir grupla saldırıya geçerek Emniyet Müdürünün konvoyunu çapraz ateşe almış, korumaların önlem almasına zaman bırakmamışlardı. Hatırladınız mı?
Hizbullah terör örgütü ilk önce Kalaşnikof tüfeklerle konvoyu çapraz ateş altına aldılar. Çok kalabalık bir gruptu. Silahların sesi nerdeyse şehrin sonundan bile duyuluyordu. İlk olarak Emniyet Müdürünün korumalarını şehit ettiler, daha sonra makam arabasının arka kapısını açarak ellerindeki silahların bütün şarjörlerini yakın mesafeden emniyet müdürünün üstüne boşalttılar. Hatırladınız mı?
O zamanki haberlerden aklımda kaldığı kadarıyla arabaya dört yüz mermi sıkıldığı söyleniyordu. Bu kadar mermi sıkılması yetmemiş gibi teröristler arabanın bagaj kapısını açarak üzerlerindeki el bombalarının pimini çekip emniyet müdürünün üzerine atmışlardı. Nasıl bir kindarlığa sahipseler Gaffar Okan’ın ölümü yetmemiş olacak ki naşını par………ça yaparak ordan kaçtılar. Hatırladınız değil mi?
Devlet kendisine yapılan bu saldırıya çok hızlı cevap vererek özel bir ekip kurdu ve teröristlerin peşine düştü. Çok iyi bir takiple teröristlerin on tanesini yakalayarak adalete teslim ettiler. Bu şahıslar yargılandı ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldılar ve yargıtay bu cezayı onayladı. Bu cezadan sonra bu teröristlere yardım yapabilmek için bu örgütle bağları olanlar Diyarbakır’da bir dernek kurdu.
Bu derneğin, Hizbullah terör örgütü ile organik bağı bulunduğu için dernek 2011 yılında devlet tarafından kapatıldı. Devlete kafa tutar gibi derneği kuranlar daha sonra Hüdapar Partisini kurarak faaliyetlerine devam ettiler. Daha sonraki süreci siz biliyorsunuz. Şimdi Hüdapar Partisinin bu süreçteki gelişimini anlatmama gerek yok.
Şimdi gelelim asıl konuya! Devletin takip edip yakalayıp yargılayarak ceza verdiği bu cani teröristler, yine devletin girişimiyle yeniden yargılanma bahanesiyle hepsi nasıl serbest bırakıldı? Nasıl bir vicdan bunların özgürce geziyor olmalarına göz yumuyor?. Şimdi bir şey diyeyim mi veya demeyeyim mi diye düşünüp de bir şey dememeyide içime sindiremiyorum.
Bu soruları sormadan duramıyorum. Bu müebbet ceza nasıl böyle sonuçlanır? Şehitlerin yakınlarına bu nasıl anlatılır? Devlet nasıl olur da böyle bir karar alır? Hadi birisi bunu bize anlatsın! Hadi anlatın da biz de anlayalım! Kimbilir daha ne kadar cani serbest bırakılmıştır!
Saldırıda şehit olan polislerin isimlerini size hatırlatmak isterim. Sabri Gür, Mehmet Sepetçi, Atilla Durmuş, Selahattin Baysoy ve Mehmet Kamalı. Mekanları cennet olsun. Gaffar Okan ölümünden sonra hatırası birçok alanda yaşatıldı, ismi pek çok yere verildi. Kendisinden bahseden diziler ve filimler yapıldı. Sadece küçük bir ayrıntı katilleri serbest bırakıldı.
Hatırlayın istedim.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.