Sana Geldim Anne
09 Haziran 2025, Pazartesi 19:33
Sana Geldim Anne
Son zamanlarda sık gelemediğim için beni bağışla. Bu aralar yürüyüş de yapamıyorum; yoksa yürüyüşümde her gün yanına uğradığımı biliyorsun. Evet, niye yürüyemediğimi merak ediyorsun! Altmışından sonra ticarete girince böyle oluyor anne. Tek bu olsa neyse bir de siyasete girdik ticaretin uğraşı yetmiyormuş gibi. Neyse beni bırak! Sen nasılsın şarkıların kadını Kamuran Hanım? Biliyorum "Ben iyiyim, sen kendinden bahset!" diyorsun. Duyuyorum seni su böreği kraliçesi!
Anne ben çok da iyi değilim. Siyasete girdiğim günden beri siyasette sular hiç durulmadı. Sanki siyasi fırtına beni bekliyormuş gibi ihtilalde gördüğümüz olayların, haksızlıkların on katı bir kasırga gibi esiyor burda. "Olmaz!" denilen olaylar oluyor. "Yok canım, daha neler?" dediğimiz davranışlar normal sayılıyor. Bazen diyorum ki babam bu zamanda iyi ki yokmuş. Yoksa bu olaylar karşısında ne yapardı, inan bilmiyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Cumhurbaşkanı adayı seçmek için bir önseçim yaptı ve seçime tek olarak katılan Ekrem İmamoğlu partili partisiz on beş milyon kişinin oyunu alarak ön seçimi tamamladı. Bu bir rekordu anne! Gel gör ki anne, olmaz dediğimiz olaylar olmaya başladı. Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının önünü kesmek için acele bir şekilde daha suçlayıcı delilleri toplamadan tutukladılar. Kötülük düşünen insanlar "Ekrem İmamoğlu’na zarar vereceğiz!" diye annelerinin ak sütü gibi helal olan insanların otuz beş yıl önce aldıkları diplomalarını iptal ettiler.
Diplomanın sahte oluşundan değil anne; o yerde olmaması gereken sahte insanlar yüzünden yani bir hiç uğruna! Düşünebiliyor musun anne dünyanın en iyi üniversitesinde hocasın, dünyanın her yerinde ders anlatıyorsun ve bir anda lise mezununa dönüyorsun. O kadar yaptıkları çalışma, başarı, unvan maalesef "Ekrem İmamoğlu’yla aynı anda mezun oldun!" diye diploma iptal ediyorlar. Daha da ilginci aynı üniversite Ekrem İmamoğlu yani İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı bizim okulun mezunu diye başarı plaketi veriyor, yani okulun mezunu diye İmamoğlu ile övünüyor.
Gülme anne, inan bunlar oluyor. Bazen nasıl anlatayım diye tereddüt geçiriyorum.
Biliyorsun daha önce sana anlatmıştım. İstanbul Büyükşehir Belediye seçiminde bir zarfın içinde bulunan dört tercihin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı tercihini kaybettikleri için o pusulalar sahte diye seçimin sadece Büyükşehir Belediye Başkanı kısmını iptal ettiler. Sen de inanmamış "Yok canım!" demiştin, hatırladın mı? Bunlar hukuk sisteminin oturduğu bir ülkede olur mu? Olmaz! Anlıyorum "Biz de bir zamanlar hukuk devletiydik!" diyorsun. Evet, aksak da olsa bir zamanlar öyleydik!
Son yıllarda siyasetin etik ve kuramsal dengesi, doğanın dengesinden daha hızlı bozuldu anne! Ormanları yok etmemeleri için çalışırken şimdi de gençlerin geleceğini yok etmesinler diye çaba sarfediyoruz. Önceden insanlar sınavdan birinci çıkınca işe girmeme yüzdesi sıfırken şimdi birinci çıkanların işe girme yüzdesi sıfır oldu anne. Emeklinin hali perişan, köylünün mahsülü para etmiyor. Önceden fındık satılır, evin üstüne kat atılır veya çocuk evlendirilirdi; hatırlıyorsun değil mi anne? Şimdi sattığın fındık masrafı karşılamıyor.
Neyse daha çok anlatılacak şey var, ama sonraya bırakayım. İşte bu olumsuzluklar yüzünden üç aydır nerdeyse her gün Maraş Caddesinde yürüyor veya bir eyleme katılıyoruz. "Bu olmaz!" dediğimiz olaylar benim siyasete girmemi bekliyormuş demek! Başa gelen çekiliyor anne. Aslında bir şey daha anlatacağım, ama nasıl anlatayım diye kıvranıp duruyorum. Sonraya bırakmak istiyordum, ama şimdi anlatıp içimde dert olarak saklamayayım. Sen de öğren, sonra bana "Neden demedin?" diye sitem etme! Üzülme diye anlatmayacaktım; ancak her şey insan oğlu için!
Hadi şimdi sana bir soru sorayım. Babamın en çok sevdiği gelin kimdi? Çocuklarını düşünme, yakınlarını düşün. Hani her uğradığında kızılcık şerbeti içtiği ve evde gelip ballandıra ballandıra anlattığı gelin! Evet bildin Gülseren Yenge! Hani oğlu Mehmet, Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğunda konuşmuştuk ya "Bizim gurur kaynağımız!" diye. Senin deyiminle “Mehmetçuğu” tutukladılar anne. Bir hiç uğruna Ekrem İmamoğlu’na zarar vermek adına bir sürü masum arkadaşlarını da tutukladılar haksız yere!
Ama hiç üzülme! Mehmet, “Nesi Kayaları gibi dimdik ayaktayım!" diyor. Suçlamaların hepsi asılsız. Suçladıkları konular onun dna’sına uygun değil. Anne, şimdiki tutuklamalar önce tutuklayıp özgürlüğünü elinden alıyorlar. Sonra bir suç isnat etmek için çaba sarfediyorlar. Bunu yalancı şahitler veya uydurma delillerle yapıyorlar. Ama Allah büyük, yarattıkları delillerin sahte olduğu incelendiğinde anlaşılıyor. Anne o kadar kötü insan yarattılar ki onlar kötü olduklarını anlamaz duruma geldi. Vicdanı sızlayanlar da konuşacak cesareti çıkarları yüzünden yapamadıklarından vicdanlarınla küs yatıyorlar!
Evet anne, dediğim gibi bir dahaki ziyaretime kadar hoşça kal! Senin, babamın, Yüksel abinin ve abimin ellerinden öperim!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Aydın AYAN
09-06-2025 22:28Ellerinize sağlık. Duygularımı ve düşüncelerimi dile getirdiniz.